Amazon Türkiye İlk Ayını Nasıl Geçirdi?

Amazon Türkiye artık resmen hayatımızda. Bu herkesin malumu ancak halen aradığını bulamayan hatta Amazon için yetersiz olduğu düşüncesine sahip kişiler var. Açıkçası bunlardan biri de benim. Peki neden?

Aslında bunu en güzel şekilde sanırım madde madde ilerlersem anlatabilirim.

Açılış Süreci:

Belirtmem gerekir ki bu kadar uzun süre beklenen, açılışını ertelemesi bile büyük olay olan bir projenin daha etkili hatta şaşaalı bir açılışı hak ettiğini düşünenlerdenim. 1 yılı aşkın süredir her an açılabilir havalarında ilerleyen ancak sürekli bir sebeple ya da şekilde açılışı ertelenen bir e-ticaret sitesi olmasının tüketici tarafını da olumsuz etkilediğini düşünüyorum.

Hem satıcılar hem de alıcılar büyük bir patlama beklerken sessiz sedasız açılması tuzu biberi oldu desem yeridir. Öyle ki açılışı bile Twitter üzerinden fenomenler, danışmanlar ya da e-ticaret haberleri paylaşan hesaplardan duyduk.

Hatta ben ilk önce Gittigidiyor üzerinde Amazon Türkiye reklamlarıyla karşılaştım ama açılan sayfa Amazon Almanya sitesiydi. Sonrasında bir sabah olması gereken Amazon Türkiye sayfasına yönlendiğini gördüm. Tabi bunu da kendi kitlemle paylaşmıştım 🙂

https://platform.twitter.com/widgets.js

İlk Gün

Açıldığı gün büyük bombalar patlamasını beklerken daha çok şikayet ve sıradanlıkla suçlama tweetleri dolaşmaya başladı bir anda. Zaten sonrasında paylaşılan istatistikler de beklentilerin altındaydı.

Bu istatistiğe göre sırasıyla;

  1. gün 578,607
  2. gün 203,382
  3.  gün 140,095
  4.  gün 72,504
  5.  gün 43,196
  6.  gün 71,475
  7. gün 93,082 ziyaret şeklinde ilerlemiş.

Bu rakamlardan yola çıkarsak giderek düşüş gösteren bir hit alınmış. Örneğin 5. günün sonunda ilk güne kıyasla %90’ın üzerinde bir ziyaretçi kaybı görünmekte. Tamam bahsettiğim gün hafta sonu olduğu için mazur görülebilir ancak sonrasında haftanın ilk 2 gününde ilk güne kıyasla yine %20 oranında bir hit yakalanabilmiş.

Ürünler

Amazon Türkiye ilk açılış gününde ürün sayısıyla da şaşırtıcı bir görünüm çizdi. Hem az sayıda kategori hem de beklenenin altında kampanyalarla başladı bence. Özellikle kategori konusunda ben hayal kırıklığına uğradım diyebilirim çünkü bu kadar az sayıda kategori olmasının bana göre 2 nedeni olabilir;

  1. Yeterli sayıda tedarikçi ile görüşülmedi.
  2.  Yeterli sayıda kategori yöneticisi kadroya dahil edilemedi.

Bu 2 neden haricinde bir nedense tabi ki bilemem ancak Amazon gibi bir projenin bu konuda da yetersiz kalması benim için üzücü bir durum.

Toparlayacak olursak; Amazon Türkiye beni açılış, ilk gün etkinlikleri ve ürün çeşitliliğiyle hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Tabi ki ben bu konularda bir otorite ya da söz sahibi değilim ancak sektörden biri olarak düşüncelerim ilk 15 günlük süreçte Amazon Türkiye’nin henüz beklentilerin çok altında kaldığı, bu yönde de ilerlediğini düşündüğümü belirtmeden edemedim. Kimbilir belki “birileri” okur ve harekete geçer 🙂

Daha keyifli yazılarda görüşmek üzere.

Bu yazı E-ticaret Danışmanı Adem Altan tarafından kaleme alınmıştır. Yazıyı yazarın kendi sitesinde okumak için Amazon Türkiye İlk Ayını Nasıl Geçirdi? adresini ziyaret edebilirsiniz.

E-ticaret Engel Tanımıyor

Ideasoft ve Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği, engellilerin iş gücüne katılımını artıracak bir e-ticaret projesine imza atıyor.

Önde gelen e-ticaret altyapı sağlayıcısı IdeaSoft, e-ticaret aracılığıyla Türkiye’deki iş gücüne katılım oranlarını artırma hedefiyle, öğrenci ve kadınların ardından şimdi de engellilere yönelik bir projeye imza atıldığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) iş birliğiyle hayata geçirilen ‘E-ticarete engel yok’ adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında, sayıları 150 bini aşan omurilik felçlileri e-ticaret faaliyetleri aracılığıyla ekonomiye katılacak. E-ticaret alanında eğitim verilecek engelli bireyler, dernek bünyesinde üretilen ürünlerin satışını sağlarken, edindikleri deneyimle uzun vadede kendi işlerini kurabilecek.

17 Eylül’de başlayacak eğitimler kapsamında; e-ticarete ilişkin teorik bilgiler, altyapı gereksinimleri ve tasarım gibi temel bilgiler verilecek. Ödeme sistemleri, dijital pazarlama, kargolama ve lojistik gibi teknik konularda ise Ideasoft, iyzico, EG Bilişim, UPS Kargo ve Beykent Üniversitesi desteğiyle eğitim sağlanacak. Eğitimler tamamlandıktan sonra, Ideasoft tarafından TOFD’ye bağışlanan e-ticaret altyapısı sayesinde, dernek ürünleri online satılarak gelir elde edilecek.

“E-ticaret hiçbir engel tanımıyor”

Teknoloji gibi e-ticaretin de hiçbir engel tanımadığını belirten Ideasoft Yönetim Kurulu Başkanı Seyhun Özkara, “Bu projeyle, yalnız engelli bireylerin sorunlarını aşmasına değil, sektörün uzman ihtiyacının karşılanmasına da katkı sağlayacağız. Engelli bireylere meslek edindirirken, işverenlere de nitelikli çalışanlar sunacağız. E-ticaret dünyasında artık daha fazla engelli birey görmek istiyoruz. Bu nedenle hep birlikte ‘E-ticaret ile engel yok’ diyoruz” dedi.

20 yılı aşkın süredir engelli bireylerin hayatın her alanında aktif rol oynamasına destek olduklarını söyleyen Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Ramazan Baş ise, “Ortopedik engelli bireyler, olumsuz çevre koşulları ve maddi yetersizlik dolayısıyla eğitim alamıyor, bir meslek sahibi olup istihdama katılamıyor. Bunun sonucunda da toplumsal hayattan soyutlanıyor. Bu sorunlara bir nebze olsun çözüm üretmek ve durumlarına katkı sağlamak amacıyla Ideasoft ile attığımız adım, bizim için çok değerli. İlk aşamada 16 engelli bireyin alacağı eğitimler ile e-ticaret alanında tam donanımlı bir iş gücü oluşturacağız” diye konuştu.

Kaynak: https://www.sondakika.com/haber/haber-e-ticaret-engel-tanimiyor-11229939/

Bu yazı E-ticaret Danışmanı Adem Altan tarafından kaleme alınmıştır. Yazıyı yazarın kendi sitesinde okumak için E-ticaret Engel Tanımıyor adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bartın’da E-ticaret Konuşuldu

Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA), Bartın Yatırım Destek Ofisi tarafından Bartın’da E-ticaret eğitimi verildi.

Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı Bartın Yatırım Destek Ofisi tarafından yeni iş kurmak isteyen girişimcilere, e-ticarette yer almak isteyen firmalar ve firma çalışanlarına, satış ve pazarlama bölümü yöneticilerine ve çalışanlarına, ürünlerini internet üzerinden satmak isteyen kişi ve kurum çalışanlarına yönelik ‘Elektronik Ticaret Eğitimi’ verildi. Bartın Halk Eğitim Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen eğitimi uluslararası deneyimi olan Dış Ticaret Uzmanı Şefik Ergönül verdi.

Eğitimin açılış konuşmasını yapan BAKKA Bartın Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Osman Bahadır Kalecik, “bugün burada BAKKA Bartın Yatırım Destek Ofisi tarafından düzenlenen e-ticaret eğitimine hepiniz hoş geldiniz. Kapasite eksikliği nedeniyle gerçekleştiremedikleri faaliyetleri biz teknik destek vererek katkı sağlıyoruz. Ama bunlar eğitim olarak kapasitelerini geliştirmeye ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar 62 projeye destek vermişiz. 700 bin TL civarında bir hibe desteği kullandırmışız. Bizim şu an ayırdığımız bütçe 300 bin TL’dir. Proje başına 15 bin TL’yi geçmemek kaydıyla destek veriyoruz. 28 Aralık’a kadar başvuru yapılabiliyor. 2 aylık periyotlarla uzmanlar marifeti ile kabul edip değerlendiriyoruz. Uygulama süresi en fazla bir oluyor. Aynı yararlanıcıya, aynı dönemde olmaksınız en fazla 2 tane destek verebiliyoruz. Desteklerimiz kar amacı gütmeyen kuruluşlara yöneliktir. Buradaki öğrenci arkadaşların için söyleyeyim, girişimcilik eğitimi KOSGEB veriyor. Bu konularda ders alıyorsunuz. Sertifika verebiliyorlar. Üniversite ile anlaşmaları vardı. Kamu kurumuna yönelecek insanlar var, ama sadece kamudan ibaret iş hayatı, özel sektörde var. İnşallah bu eğitimimiz size yeni kapılar açar” dedi.

“E-TİCARET BUGÜNÜN EN HIZLI GELİŞEN SEKTÖRDÜR”
Daha sonra e-ticaret eğitimi vermek için kürsüye çıkan Dış Ticaret Uzmanı Şefik Ergönül, “Teknoloji o kadar hızlı ve süratle yeni şeyler geliyor ki inanamazsınız. Şuna inananın, e-ticaret, bu günün en hızlı gelişen sektörlerinden biridir. İnanılmaz derecede hızla gelişen 2 tane dal var. Bir tanesi organik, organik pazar çılgın bir şekilde büyüyor. Organiğe karşı dünyada akıl almaz bir trend var. İkincisi ise e-ticarettir. E-ticaretin büyümesindeki en önemli etken, elektronik alt yapının çok iyi bir yere gelmesidir. Buna gelişime bir örnek verecek olursak. Benim bir tane cep telefonum var. Telefon numaram kaç yaşında biliyor musunuz? 21 seneliktir. Cep telefonu çıktığında telefonumu 3 bin dolara aldım. 30 ay vadeyle ve TL üzerinden aldığım için bana bin 400 dolara geldi. O kadar enteresan bir olaydır. Aranızda elektronik ortamda alışveriş yapan var mı? Görüldüğü gibi yapmayan yok. Elektronik ticaret denen fenomen inanılmaz derecede hızlı bir şekilde ve müthiş alımlarla büyüyor. Ama e-ticareti nedir ne değildir bunu çok iyi tanımlayabilmek lazımdır. Ben 67 yaşındayım ama bilgisayarımı internetten aldım. Zamana mekana bağlı değilsiniz. Fiziksel mekan bulundurmak zorunda değilsiniz. Çok hızlı ve sınırsızdır. WTO’nun tanımlamasına göre, E-ticaret mal ve hizmetlerin üretim, Reklam ve dağıtımlarının telekomünikasyon ağları üzerinden yapılmasıdır. Uçak bileti alıyorsunuz ne diyor bizi ödeme sistemine yönlendiriyor. Hiçbir güvenlik zafiyeti olmadan ödemenizi yapıyorsunuz. Netice itibari ile e-ticarette güvenlik çok önemlidir. E-ticarette siz paranızı nasıl ödüyorsunuz. Cüzdanı çıkartıp vermiyorsunuz. Kredi kartı çıkartıp bilgilerini veriyorsunuz. Bilgiler biri tarafından çarpılabiliyor. Amerika’da sosyal güvenlik dairesinden kamu çalışanlarının bilgilerini çaldılar. Herkes birbirine girdi. Dediler Çinliler yaptı, Çinliler inkar etti. Ama giden gitti. Bazı şeyleri güvenlik altına almak gerekir. Kendi özel şifrenizi sakın ola, kendinizin eş dost akrabanın doğum günü tarihleri ile yapmayın. Benim kendi e-posta şifrem bile 8 haneli ve karmaşık guruplardan oluşuyor. E-ticaret, internet üzerinden satış sitesi aç, müşteri gelsin satış yapalım işi değildir. Veriyorsunuz parayı siteyi kuruyorlar. Sonra, yok bir şey sonra onunda kuralları var. E-ticaret zamana bağlı değil, mekana bağlı değil, 7/24, bilgiye kolay erişim var. Dünyanın her hangi bir yerindeki bilgiyi istediğiniz zaman bulabiliyorsunuz” dedi.

Daha sonra Dış Ticaret Uzmanı Şefik Ergönül, e-ticaret temel bilgi ve beceriler, web sitesi, e-ticaretin avantajları, sanal pos, E-İmza, mobil imza, e-ticaretin süreçleri, e-ticarette başarı, e-ticarette güvenlik ve hukuk gibi konularda eğitim verdi.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/bartin-da-e-ticaret-konusuldu-bartin-yerelhaber-1008109/

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret haberleri, eticaret, eticaret haberleri etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/bartinda-e-ticaret-konusuldu/ adresinde yayınlanmıştır.

7 Basit Adımla Satışlarınızın Artmasına Destek Olun

E-ticaret devleri büyük birer tekel olarak uluslararası e-ticaret pazarını kontrol ediyor. Ancak Amazon, eBay, Zappos, Wal-mart ve Alibaba gibi devler, sahip oldukları know-how’la aynı zamanda tüm diğer e-ticaret şirketlerine örnek oluyor.
En büyüklerin arasına girmek zor olabilir, ama bu durum onlardan ders almaya ve kendi e-ticaret işinizi geliştirmeye mani değil. İşte size dünyanın en büyük e-ticaret markalarından satışları ve gelirleri artırmakla ilgili 7 ibretlik ders:

1. Sayfalarınız Hızlı Açılsın
Dünyanın en güzel sitesine sahip olsanız da sayfalarınız yavaş açılıyorsa müşteri kaybedersiniz. Bunun için Google+ sosyal ağına bakmanız yeterli. Google+ sayfaları yavaş yüklendiği için büyük miktarda aktif kullanıcı kaybına uğradı. Siz de ziyaretçi kaybına uğrarsınız.
Somut konuşalım mı? Bir sayfanın yüklenmesindeki her 100 milisaniyelik gecikme satışlarını %1 azaltıyor! Kısacası insanların acelesi var ve yavaş yüklenen sayfalarla işleri yok. Ayrıca mobil cihaz kullanıyorlar. Hafta sonu evden alışveriş etseler bile ne alacaklarına hafta içi akıllı telefondan bakıp karar veriyorlar.
Mobil internet bağlantısı da pahalı, bu yüzden yavaş yüklenen sayfalarla yolda vakit kaybetmek istemiyorlar. Duyarlı mobil tema kullanın ve sayfalarınızın mutlaka hızlı açılmasını sağlayın.

2. Müşteri Size Kolay Ulaşsın
Dünyanın en büyük e-ticaret sitesi Amazon bile ürün sevkiyatı gibi birçok teknik konuda müşteri hizmetleriyle ilgili sorunlar yaşıyor. Müşteri her zaman sorunlu olabilir ve hemen her zaman haklıdır. Müşteriyi memnun edip satışlarınızı artırmak ve müşteriyi elde tutmak istiyorsanız müşteri hizmetlerine önem vermelisiniz. Öyleyse müşterinin de size 7/24 ulaşması gerekiyor.
Bunun için ücretsiz telefon çağrıları, e-posta, online sohbetle müşteri desteği gibi çok sayıda seçeneğiniz var. Ancak en güzeli ve en uygun maliyetli çözüm sayfanızda alışveriş, fatura bilgileri, ürün iadesi gibi gerekli tüm detayları net, okunaklı ve anlaşılır bir yazıyla anlatmak.
Müşteri hizmetlerinde en önemli nokta müşterinin size ulaşmasını gerektiren sorular ve sorunlara yol açmamaktır. Müşteriyi baştan doğru bilgilendirirseniz bu sorunu büyük ölçüde aşmış olursunuz. LivePerson, BoldChat ve Live2Support gibi hizmetlere entegre olan e-ticaret platformlarını kullanabilirsiniz.

3. Kişiselleştirin
Derler ki hayatta her şeyi kişiselleştirip üstünüze alınmayın, ama müşteriler ve e-ticaret söz konusu olduğunda bu tam olarak doğru değil. Müşteriye özel bir hitap biçimi, ihtiyaçları ve kullanıcı alışkanlıklarına özel kişiselleştirilmiş kampanyalar kullanmanız gerekiyor.
Amazon’un ün güçlü yanlarından biri de bu. Örneğin müşteriye daha önce ilgilendiği ürünlere benzeyen ürünler içeren kişiselleştirilmiş bir açılış sayfası gösteriyor. Ürün sayfanızda müşteriye çok sayıda genel seçenek sunarsanız insanlar kararsız kalır ve satışlar azalır. Kişiselleştirilmiş ürün sayfaları ise satışları kolaylaştırır.
Bu noktada “şunu alan şunları da satın aldı ve hepsi bir arada yüzde 20 indirimli” gibi anlık, nokta atışı yapan kampanyalar kullanabilirsiniz.

4. Sitenizde Arama Kutusu Olsun
Sonuçta insanların aradığını bulmasını kolaylaştırırsanız satışlarınızı da kolaylaştırmış olursunuz. Böylece müşteriler ana sayfa, kategori ve ürün sayfalarında aradıklarını hızla bulabilirler. Bunun için de en iyisi ürün ve hizmetlerinizle ilgili başarılı bir anahtar kelime çalışması yapmak ve bu kelimeleri ürün sayfalarında kullanmak.
Böylece hem arama motorlarında sitenizi kolay bulurlar hem de siz, site içi aramalara bakarak müşteri davranışlarını izler, ürün ve kampanyalarınızı onlara göre özelleştirerek satışlarınızı artırırsınız. Nitekim sitenizde arama kutusu kullanan müşterilerin dönüşüm oranı yüzde 2,4 iken, arama kutusu kullanmayanların dönüşüm oranı yüzde 1,7 olduğunu görüyoruz.

5. Test Yapın
Amazon CEO’su Jeff Bezos’un dediği gibi, “Yılda yaptığınız testleri iki katına çıkarırsanız iki kat daha fazla fikir üretirsiniz.” Kısacası test yapmaktan asla vazgeçmeyin, çünkü planlar bozulmak için vardır ve evdeki hesap çarşıya uymaz. Sitenizde satışların neden arttığını, neden azaldığını veya satışları nasıl artıracağınızı ancak test yaparak görebilirsiniz.
eBay kurucusu Pierre Omidyar da aynı şeyi söylüyor: “İnsanların çoğu gidip yeni bir şeyler denemiyor”, yani deneme yanılma yöntemi ve testler yoluyla öğrenmeniz gerekiyor.

6. İşlem Bildirimleri
İnsanlar e-posta pazarlaması kapsamında tanıtım amaçlı gönderilen e-posta iletilerini reklam olarak gördüğünden az okuyor, hatta çoğu zaman bu iletileri tıklayıp açmıyor. Ancak işlem bildirimleri farklı. İşlem bildirimleri sizden alışveriş yaptıkları zaman, sipariş verdiklerinde, bültene abone olduklarında, ankete katıldıklarında gönderdiğiniz onay iletileridir.
İşlem bildirimlerine e-posta pazarlaması metinleri ekleyerek satışlarınızı artırabilirsiniz, çünkü yapılan araştırmalar işlem bildirimlerinin diğer pazarlama iletilerinden 4 – 8 kat daha fazla açılıp okunduğunu gösteriyor.
Peki insanların ilgisini çekecek ve onlara reklam gibi gelmeyecek e-posta iletilerini nasıl hazırlarsınız? Amazon gibi yapabilirsiniz. Amazon yaptığınız alışverişlerle ilgili size alışveriş analiz ve değerlendirme raporları gönderiyor ama aslında bunlar pazarlama amaçlı tanıtım içeriği (ürün incelemeleri vb.).

7. Ürün İncelemeleri ve Sosyal Kanıt
Hiç kendinizi kandırmayın: Müşteri kime inanır? Size mi, yoksa başka müşterilere mi? İnsanların gönüllü marka elçileri olup sizi kendi sosyal ağ hesaplarından tanıtmalarını istiyorsanız öncelikle onları memnun etmeniz gerekiyor, ama bu daha başlangıç. Bir de ürün sayfalarınızda ürün incelemeleri yazmalarına izin vermeniz lazım.
Olumlu ürün incelemelerini müşteriler yazarsa daha inandırıcı ve doğal olur. Ayrıca, açıkça kötü niyetli eleştiri içermeyen olumsuz ve yapıcı ürün incelemelerine de izin vermelisiniz. Korkmayın, kimsenin ürünü kusursuz değil ve insanlar ürünlerinizin hem eksilerini hem de artılarını yazarsa çok daha inandırıcı olur. Ayrıca “adamlar ürünlerine güveniyor kardeşim” derler.

Müşterilerin yüzde 88’i bir sitedeki doğal ürün incelemelerine eş-dost tavsiyesi kadar güvendiklerini söylüyor. Ürün incelemeleri aynı zamanda içerik pazarlama metinleri olup e-ticaret sayfalarınızın arama motorları tarafından endekslenmesini hızlandırıyor.
Siz de Amazon’un ürün sayfasından esinlenerek yıldızlı rating sistemleri (yani pazarlamada oyunlaştırma taktikleri) kullanabilirsiniz. Ayrıca müşterilerin bunlara filtre uygulamasına izin verin. Örneğin 5 yıldızlı ürün incelemeleri ile 1 yıldızlı incelemeleri de okusunlar. Merak etmeyin, sırf size saldırmak için ters yazan insanları hemen anlar ve onları ciddiye almazlar. Böylece ürünlerinizin prestiji artar.

Bonus: 8. İbretlik Ders
E-ticaret söz konusu olduğunda büyük şirketleri yakalamak zor, ama bu şirketlerin satışları artıran cin fikirlerini sizden saklaması da imkansız: Çünkü tek yapacağınız sitelerini ziyaret edip neler yaptıklarına bakmak. Ardından kendi bütçeniz, hedef kitleniz, marka imajınız ve ürünlerinize göre uygun gördüğünüz taktikleri e-ticaret sitenize uygulamak. Öyleyse 8. ibretlik ders de şöyle olmalı: E-ticaret sitesi açmadan önce rakipleriniz neler yapmış, internette gezip bir bakın.

Kaynak: http://eticaretmag.com/e-ticaret-devlerinden-satislari-artiran-7-ders/

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret fikirleri, e-ticaret uzmanı, eticaret, eticaret danışmanı etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/7-basit-adimla-satislarinizin-artmasina-destek-olun/ adresinde yayınlanmıştır.

Neden Bir E-ticaret Sitesi Sahibi Olmalısınız?

Günümüzde e-ticaret her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. Öyle ki neredeyse her ticaret alanında e-ticaret sitesi görmemiz mümkün. İlk başta evlere yemek servisi ile başlayan e-ticaretin yolculuğu (bunu yanlış hatırlamıyorsam 90’lı yılların ortalarında bir pizza firması yapmıştı ve sadece bir sipariş formundan ibaretti) bir dönem sadece dayanıklı tüketim malları üzerinden gitmişti. Sonrasında ise market alışverişine kadar uzandı. Market alışverişini netten yapmak benim için bir uç nokta, çünkü ekmeği ve meyve sebzeyi elimizle yoklamadan almayan bir milletiz. Haliyle de insanlarımızın bugün marketten karpuz ve kıvırcık siparişi vermesi gelinen noktayı bence gözler önüne seriyor.

Peki bu kadar gelişen ve gelişmeye de devam eden bir iş alanı varken siz neden hala bir e-ticaret sahibi değilsiniz? Bir firmanız varsa, mal ya da hizmet satıyorsanız neden e-ticaret siteniz yok diye de sorabilirim sanırım. Bir örnek hikayeyle devam edeyim;

Yazın başlarında güneş gözlüğü almak için gittiğim bir gözlükçüyle konu işten güçten açılmıştı. Normalde alışveriş yaparken ya da özellikle iş görüşmesine gitmediysem pek yaptığım işten ve çalışmalarımdan bahsetmem ancak bu mağazada hem benimle ilgilenen kişinin samimiyeti hem de gözlük seçiminin uzun sürmesi ister istemez sohbeti koyulaştırdı. Yaptığım işi “söylediğimde bizim de bir sitemiz var ama çok fazla bakmıyoruz” gibi bir söz etmişti. Merak edip siteye baktığımda kurumsal bir site olduğunu gördüm. Kimin ilgilendiği, günlük hit durumu gibi bilgilerden haberdar değildi. Diğer şubelerden birini aradığında birkaç sene önce yapıldığını ve öylece bırakıldığını öğrendik. Yani iletişim formu olan, örnek ürünlerin olduğu bir site vardı ancak gelen mail var mı yok mu, siteyi ziyaret eden kimse var mı gibi önemli bilgilerden yana kimsenin haberi yoktu.

Sonrasında siteyi yaptırırken beklentinin ne olduğunu sordum. Aldığım cevap “daha çok satış” oldu. “Peki bu şartlar altında nasıl daha çok satış olabilir” diye sorduğumda ise “müşteriler telefon ederler diye düşündük :)” cevabını aldım 🙂

E-ticaret sitesi sahibi olmaları halinde gerçek anlamda satış yapabileceklerini, hatta bu sistemde nasıl çalışabileceklerini anlattığımda ise aldığım cevap “kimse internetten gözlük almaz” oldu. İlk bakışta doğru gibi görünen bu algı aslında internet kullanıcılarının nasıl yanlış tanındığını gösteriyordu. İlk bakışta doğru gibi görünüyor çünkü ben bile 1 saat boyunca denememe rağmen istediğim gibi bir gözlük bulamamıştım. Haliyle internet kullanıcıları nasıl gözlük beğenecek diye düşünmüş olmaları da normaldi. Ancak öte yandan beğendiğim bir gözlük olsaydı muhtemelen markasını, modelini ve diğer özelliklerini öğrenirdim. O anda satın almasam bile daha sonra satın almak istediğimde, ilk olarak intenette bu ürünü araştırırdım. Bunu yapan tek kişi de ben değilim 🙂

Günümüzde pek çok e-ticaret sitesinin gözlük sattığını, hatta bu konuda da hala bir eksiklik olduğunu uzun uzun konuştuktan sonra firma bir e-ticaret sitesi sahibi olmayı kabul etti ve çalışmalara başladık. (Bilgi: Sadece N11 üzerinde satışa sunulmuş güneş gözlüğü sayısı 23,697)

Hikaye sonrasında çalışmalar ve pazarlama olduğu için devamını anlatmıyorum ancak konunun özetini anlatabildiğimi umuyorum. (Eğer anlatamadıysam ana konumuz: Kendi uzmanlık alanınız olan sektörde dahi tüketicilerin davranışlarını önceden kestiremeyebilirsiniz.)

Bu sadece bir kategoride neler yapılabileceğini ve satıcıların düşünce yapılarındaki yanlışı göstermek için anlattığım bir hikaye. Ancak öte yandan e-ticaret sitesi sahibi olmanız için farklı sebepler de var.

  1. Sürekli Büyüyor: Evet e-ticaret her geçen gün büyüyor ve bu büyüme katlanarak devam ediyor. Son 5 yılda %350 büyüdüğünü söylesem daha ikna edici olur sanırım.
  2. Sektör Seçimi Çok Daha Geniş: Bir mağaza açmanız halinde gelen müşterilerinizi kaçırmamak için çok fazla ürün gamına sahip olmanız beklenirken, bir e-ticaret sitesi sahibiyseniz tek bir kategoriye odaklanabilirsiniz. Mesela güneş gözlüğü 🙂 (Şaka yapmıyorum. Google üzerinde aylık 33,100 defa güneş gözlüğü kelimesini arıyoruz.)
  3. Maliyetler Daha Düşük: Tamam mağaza açmak o kadar maliyetli olmayabilir ya da maliyetler düşürülebilir ancak bir e-ticaret sitesi ile kıyaslarsanız maliyetlerin nasıl düşeceğini görebilirsiniz. Örneğin işlek bir caddede, ışıklı tabelaları, şık dizaynı ve bolca ürünü olan bir mağaza açmak oldukça maliyetlidir. Oysa tüm Türkiye’ye açık olan bir e-ticaret sitesi çok daha düşük maliyetlere tamamlanabilir.
  4. Daha Fazla Müşteri Potansiyeli: Aynı şekilde bir standart mağazanız olduğunda sadece o bölgeyi hedeflersiniz. Tabi hizmetinizin büyüyüp tüm ülkeye hatta dünyaya açılması olanağı da var ancak kıyaslamamız bu olamaz. E-ticaret siteleri ise daha ilk günden tüm dünya tarafından gezilebilir.
  5. Raf, Depolama Maliyetleri Daha Düşük: Bir e-ticaret sitesi sahibi olmak için deponuzun olması önemlidir ancak bu şart değildir. Tedarikçi firmalar ile anlaşıp herhangi bir depolama yapmadan satış gerçekleştirebilirsiniz.
  6. Reklam Maliyetleri Daha Düşük: Her ne kadar bunun aksini iddia eden kişiler olsa da benim düşüncem yine maliyetlerin düşük olduğu yönünde. Tüm ülkeye reklam vermenin maliyetleri ile internet reklamcılığı maliyetleri kesinlikle aynı değil.

Sanırım bu kadar bilgi yeterli olacaktır. İlk başta aklıma gelen maddeleri sıralamak ve girişimde bulunmak isteyenler için biraz bilgi paylaşmak istedim. Umarım yararlı olur.

Bol kazançlar dilerim.

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret sitesi, e-ticaret uzmanı, eticaret, neden e-ticaret etiketleriyle yayınlanmıştır.

E-ticaret Mobil Tasarım ve Uygulamaların Önemi [İnfografik]

Mobil cihazların yaygınlaşması, markaların e-ticaret tarzlarını değiştirmesine yol açıyor. Mobil cihazlar, markalara doğru pazarlama taktiklerini kullanmaları halinde her an ve her şekilde müşterileriyle iletişim kurabilme imkanı tanıyor. Baynote’un infografik‘inde bu konuyla ilgili önemli bulgularla karşılaşıyoruz.

Günümüzde akıllı telefon ve tablet kullanıcıları, gittikleri her yere cihazlarıyla beraber gidiyor, bu da demek oluyor ki kaliteli bir mobil deneyim ile müşterilerinize her an ve her şekilde ulaşabilirsiniz. Mobil cihaz kullanıcılarının yüzde 61′i kendilerine iyi bir mobil deneyim yaşatan markalar hakkında olumlu izlenimler ediniyorlar.

Mobil cihazlardan yapılan alışverişlere bakıldığında onlineda yapılan her 10 dolardan 1′inin mobilden geldiğini görüyoruz. 2013′ün ikinci çeyreğinde mobil ticaret hacmi ABD’de 4,7 milyar dolara ulaşırken, büyüme oranı olarak baktığımızda mobil ticaret e-ticaretin yüzde 200 katı büyüme gösterdi.

Öldüğü düşünülen e-mail marketing‘in ise mobil cihazlarla yeniden canlandığı ve müşterilerin yüzde 64′ünün bu mail’leri mobil cihazlardan takip ettiği görülüyor. Gönderilen mail’lerin mobil kullanıcıların kullanımına uygun hale getirilmesinin önemi, bu oranla ortaya çıkmış oluyor. Tüketicilerin e-ticaret sitelerinde harcadıkları zamanın yüzde 48′ini mobil cihazlar kullanarak harcaması da önemli bulgular arasında.

Mobil ticaret satışlarında rakamsal olarak ilk sırayı kıyafet ve aksesuarlar alırken, bilgisayar ekipmanları ve etkinlik biletleri ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. Fiyat bazında baktığımızda ise ilk sırada bilgisayar oyunları ve oyun konsolları yer alırken, ikinci sırada aksesuarlar geliyor.

mobile-commerce-infographic1

Kaynak: http://eticaretmag.com/harcanan-10-dolardan-1i-mobilden/

Tüketiciler Bir Siteye Güvenmeden Önce 6 Yorum Okuyor [İnfografik]

Tüketicilerin online platformlardaki davranışlarının iyi bir şekilde analiz edilmesi, e-ticaret şirketlerinin daha etkili bir satış stratejisi ve site yönetimi yapmalarına olanak sağlıyor. VoucherCloud’un hazırladığı infografik de kullanıcıların internet üzerindeki davranışlarını ve psikolojilerini ele alıyor.

Tüketicilerin %57’si bir internet sitesinin açılması için en fazla 3 saniye beklerken, bu kullanıcıların %80’i bu siteye bir daha geri dönmüyor. Bu oranların oldukça yüksek olmasından dolayı, şirketlerin sitelerinin açılış hızlarına dikkat etmelerini ve bu süreyi mümkün olduğunca kısa tutmaları gerekiyor.

Tasarım ise kullanıcıların en çok dikkat ettikleri konular arasında yer alıyor. Tüketicilerin %92,6’sı sitenin görsel yapısının satın alma kararlarını etkilediğini belirtiyor. Yapılan başka bir araştırmada da kötü tasarımı olan ve kullanılabilirliği kötü olan sitelerin tüketicileri alışveriş yapmamaya yönlendirdiğini hatırlatmak isterim.

Online alışveriş yapan kullanıcıların %31’i bir videodan etkilendikten sonra alışveriş yaptığını söylerken, her iki kullanıcıdan biri de bir ürünün videosunu izledikten sonra, ürün hakkında daha olumlu düşünmeye başlıyor.

Lokal mağazaların ürünlerini satın alan kullanıcıların %85’i satın alma işleminden önce tüketici yorumlarını okuduklarını söylerken, bu tüketicilerin %79’u bu yorumlara kişisel tavsiyeler kadar güvendiklerini belirtiyor. Tüketicilerin %67’si ise bir işletmeye güvenmek için en az altı kullanıcı yorumu okuduğunu söylüyor.

İnfografikteki diğer bilgiler ise şu şekilde:

online-alışveriş-yapanların-psikolojisi

 

Kaynak: http://eticaretmag.com/tuketiciler-bir-siteye-guvenmeden-once-6-yorum-okuyor-infografik/

Markafoni’den Türkiye’de İnternetten Alışveriş Alışkanlıkları [İnfografik]

Türkiye’nin en başarılı özel alışveriş kulüplerinden olan Markafoni, Türk e-ticaret sektörüne ve internetten alışveriş alışkanlıklarına ışık tutacak bir infografik çalışması yayınladı.
“Türkiye’nin Online Perakende Haritası” olarak isimlendirilen infografikte Türk e-ticaret ekosisteminin 5N1K’sına cevaplar aranmış ve böylece sektörün nasıl büyüdüğü üzerine tespitlerde bulunulmuş.

Aşağıda madde madde olarak en önemli kısımlara yer verdik ancak hızlı bir özet geçmek gerekirse, pazarın büyüme nedenleri arasında yaygın internet kullanımı ve kredi kartı penetrasyonu ile beraber lojistik altyapının gelişimi, mobil internet kullanımının artması ve viralitenin etkisi gösterilmiş. Bunlarla paralel olarak ise artan satın alım gücü ve kişisel harcamalar ile beraber hizmet kalitesinin de yükselmesi pazarın büyümesine etki eden nedenler.

İnfografikte ayrıca Türk kullanıcıların internet ve online alışveriş alışkanlıkları, kredi kartı ve POS kullanımı, lojistik altyapı, mobil kullanım, sosyal medya alışkanlıkları, B2C harcamaları, tüketicilerin en çok satın aldıkları ürün kategorileri görsellere dönüştürülmüş.

Hemen aşağıda Markafoni’nin hazırladığı kapsamlı infografiğe ulaşmanız mümkün. Özellikle önemli olduğunu düşündüğümüz maddeler ise şu şekilde:

36 milyon internet kullanıcısı ve yüzde 47 penetrasyon ile dünyada 11. sıradayız
İnternetten alışveriş yapan kişi sayısı 10 milyona ulaştı
Mobil abone sayısı 66 milyon, 3G kullanıcı sayısı ise 37 milyon
5 binden fazla e-ticaret sitesi bulunuyor
Kredi kartı penetrasyonu yüzde 77, Avrupa’da 2. sıradayız
POS makinesi sayısında Avrupa’da 1. sıradayız
İstanbul yüzde 31 ile en fazla online alışveriş yapılan kent (Ankara ile İzmir, İstanbul’u takip ediyor)
Türkiye’de internetten en çok elektronik ürünler ile tekstil, ayakkabı ve aksesuar satın alınıyor
2012′de B2C internet harcaması 15 milyar TL
Türkiye’de online mağazası olan markaların oranı yüzde 49
En çok alışveriş yapılan saatler öğleden sonraya denk geliyor
En çok kullanılan ödeme yöntemi ise yüzde 88 ile kredi kartı

markafoni-online-alisveris-2013-infografik

Eticarette Promosyonların ve İndirimlerin Önemi

Ekonomide bir kural vardır ekonomik durgunluk yaşandığı dönemlerde toplumların yüzde 80 i gıda harcamalarından yüzde 70 i ise gıda dışı tüketim harcamalarından kesintiye giderler.Ülkemizde ekonomik durgunluk olduğunu söylemek doğru olmasa bile dünya piyasaları açısından bir belirsizlik ve tedirginlik vardır . Belirsizlik ve tedirginlik insanların harcamalarında kesintiye gitmesi için yeterli bir nedendir. Bu durumu eticaret açısından iyi gözlemleyip online satış ve pazarlama politikalarımızı ona göre belirlemeliyiz.

Son yıllarda dünyadaki ve ülkemizdeki başarılı eticaret sitelerini inceleyecek olursak bu yaklaşımın bu dönemde aslında ne kadar doğru olduğunu anlayabiliriz. Ülkemizde son yıllarda çok başarılı olan eticaret sitelerine bakacak olursak ; markafoni, trendyol vb indirim fırsatları sunan siteler ve bunların yanı sıra müşterilerine çok iyi promosyonlar sunan satış siteleri olduğunu görebiliriz.

Online satış sitelerinin bu gibi dönemlerde yapması gereken müşterilerine avantajlı , uygun veya indirimli alışveriş yaptığını hissettirmek olamalıdır.

Konuya promosyonlar açısından baktığımızda (a ürünüyle b ürünü yüzde 50 indirimli , 300 TL alışveriş yapana 50 TL indirim vb.) uygulanabilecek birçok promosyon var aslında özetle yapılması gereken tüketicilere çok avantajlı bir alışveriş yaptığını hissettirmektir. Peki bu durum nasıl olacakta eticaret sitelerine karlarını düşürmeden ve ekstra masraflar çıkarmadan  sağlanacak , gerçekten uygulaması zor görünüyor ancak ürünleriniz ve uygulanabilecek promosyonlar üzerine biraz düşünerek uygulamaya koyabiliriz.

Halihazırdaki promosyonlardan hareketle promosyonlarınızı hazırlasanız bile yeterli olabilir. Size düşecek görev daha çok ürünler ve karlılıkları üzerine biraz kafa yormak olacaktır.

Eticaret sitelerinin indirim ve promosyon uygulamaları için  mevcut  şartlarda öncelikli yapması gereken tüketicilere avantajlı alışveriş yaptığını hisstetirirken bir yandan da satış cirolarını artırmak olmalıdır.

Facebook Paylaşımlarında Günlerin Dağılımı [İnfografik]

Merhaba,

Watchtower, Facebook üzerinde yapılan paylaşımların günlere göre aldığı etkileşimleri gösteren bir infografik yayınlamış. Yurt dışı ağırlıklı bir çalışma olmasına karşın ülkemizde de benzer sonuçlar alınması mutemel bir infografik.

Konu başlıklarına bakacak olursak, Güzellik/Bakım ürünleri, elektronik ürünler ve giyim haftanın her günü başarılı etkileşimler elde etmiş. Öte yandan ise ofis ürünleri ağırlıklı olarak Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri başarı göstermiş. (Sanırım Perşembe sonrası tatil havasına giriyoruz)

facebook-sektorel-paylasim-gunleri