Google Görüntülü Reklamlara Anket Ekleniyor

Geçen yıl görüntülü reklamların çoğunun sağ köşesine [X] butonu ile kullanıcıların reklamı
kapatabileceği bir özellik eklenmişti. Kullanıcılara daha alakalı ve daha faydalı reklamlar
gösterebilmek adına sinyallerin oluşturulması açısından önemli bir gelişmeydi.

Önümüzdeki haftalarda bu özellik, reklam kapatıldıktan sonra geri bildirim almak adına
bir anket eklenerek geliştirilecek. Ankette “Bu reklamın içeriğini beğenmiyorum.”, “Bu reklamı
çok fazla gördüm.”, “Bu reklam çok dikkat dağıtıcı.”, “Sunulan teklifle ilgilenmiyorum.”, “Reklam Google politikalarını ihlal ediyor.” gibi seçenekler ile kullanıcılar reklamlarla ilgili daha detaylı geri
bildirim verme şansına sahip olacak. İhlallerle ilgili daha fazla reaktif çözüm üretebilmek, daha kaliteli
reklamları kullanıcılara ulaştırabilmek adına önemli bir özellik.

Detayları buradaki linki tıklayarak http://goo.gl/9Gq4QH Ürün Müdürü Michael Aiello’nun AdWords Blog’undaki yazısından okuyabilirsiniz.

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından AdSense, adwords, AdWords Display Network, AdWords Görüntülü Reklam Ağı, adwords hesap yönetim uzmanı, adwords uzmanı, google adwords etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/google-goruntulu-reklamlara-anket-ekleniyor/ adresinde yayınlanmıştır.

Google Kullanıcıların Görmediği Reklamlardan Ücret Almayacak

Google geçtiğimiz Perşembe Adwords reklamlarında yaptığı bir takım yenilikleri duyurdu. Bu yeniliklerle beraber Google artık kullanıcıların görmediği reklamlar için şirketlerden para almayacak.

Google’ın bu güncellemesi Adwords reklamlarını kullanan markalar için oldukça önemli bir yenilik. Bu sayede şirketler kullanıcıların görmediği reklamlar için reklam ücreti ödemek zorunda kalmayacaklar.

comScore’un yaptığı bir araştırmaya göre online olarak yayınlanan reklamların neredeyse yarısı, internet kullanıcılarının göremeyecekleri yerlerde bulunuyordu ve markalar da kullanıcıların görmediği bu reklamlar için de para ödeme zorunda kalıyorlardı. Göz takip sistemiyle analiz yapan Sticky’nin araştırmalarına göre ise kullanıcıların sadece yüzde 14’lük bir kısmının görüntülenen reklamlara bakıyor.

Kullanıcıların bu reklamlara dikkat etmemesi ya da onların göremeyecekleri yerde olması da markaların yılda milyarlarca doları çöpe attıkları anlamına geliyordu; ancak Google beraber çalıştığı markalara sunduğu yeni güncelleme ile boşa harcanan reklam bütçelerinin önüne geçecek.

Google bu yenilikle beraber anlık olarak reklamın kimin gördüğünü gösteren ilk büyük online reklam gösteren firma olma yolunda bir adım atmış oldu. Anlık olarak reklamlarla etkileşime girildiğinin bilgisini bu sayede elinde tutabilecek olan Google, bu özellikle markalardan daha yüksek reklam ücretleri talep edebilecek; çünkü reklama tıklayan kişinin online hareketlerini takip etmiş olacak.

Google yeni görülebilir reklamlarıyla markaların verdikleri reklamlarla daha yüksek bir geri dönüş sağlamaya yardım edecek bir yandan ise bu reklamların ücretlerini daha yüksek tutarak kendi gelirlerini de yükseltmiş olacak. Herkesin bildiği gibi Google’ın gelirlerinin büyük çoğunluğunu reklamlar oluşturuyor ve bu yenilik de reklam gelirleri için oldukça iyi bir gelişme.

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından google adwords, google görüntülü reklam etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/google-kullanicilarin-gormedigi-reklamlardan-ucret-almayacak/ adresinde yayınlanmıştır.

Google, Dijital Cüzdanıyla Uyumlu Bankamatik Kartını Duyurdu

Google bir süre önce kendi kredi kartını piyasa çıkartmayacağının sinyallerini vermişti; ancak geçtiğimiz günlerde şirket, Google Wallet bankamatik kartını basına tanıttı. Kredi kartından daha farklı bir kullanıma sahip olacak olan bu kart ile kullanıcılar MasterCard kullanan fiziki mağazalardan alışveriş yapabilecekler.

Bu kartla alışveriş yapıldığında kullanıcının Google Cüzdan’daki hesabındaki bakiyesi üzerinden alışveriş tutarı düşecek. Bunun yanı sıra kullanıcılar bu hesap üzerindeki paralarını ATM’ler üzerinden de çekebilecekler.

Google bu kartın kullanımında büyük bir kesime ulaşmayı hedeflemiyor. Google hesabı üzerinden birbirine para transferi yapan ve bu parayı banka hesabına yatmadan önce kullanmak isteyen kullanıcılar şirketin öncelikli hedef kitlesi arasında yer alıyor. Kullanıcının Google hesabına para yattığı anda, kullanıcının banka hesabına para yatmamış olsa da bu kart ile alışveriş yapılabilecek diye özetleyebiliriz.

Google bankamatik kartı için aylık ya da yıllık bir ücret almayacağını da belirtiyor. Böylelikle kullanıcılar ekstra bir maliyet gerektirmediği için bu kartı kullanmak isteyebilirler.

Bu kart şimdilik sadece ABD’de kullanıma açılmış durumda ve kullanıcılar Google kartlarını Google Wallet’ın Android uygulaması üzerinden ya da Google Wallet hesaplarıyla sipariş edebiliyorlar.

 

Kaynak: http://eticaretmag.com/google-bankamatik-karti/

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından google kart, google kredi kartı, google wallet etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/google-dijital-cuzdaniyla-uyumlu-bankamatik-kartini-duyurdu/ adresinde yayınlanmıştır.

Google’ın Yeni Hummingbird Algoritması ve SEO’ya Etkileri [İnfografik]

Bundan kısa bir süre önce Google arama algoritmasında önemli bir değişikliğe gittiğini duyurdu. Fakat duyurunun yapıldığı sırada yeni Hummingbird algoritmasının aslında çok da yeni olmadığı, en azından bir aydır aktif olarak kullanılmakta olduğu da ortaya çıktı.

Hummingbird’ü Google’ın daha önce Panda ve Penguin güncellemelerinden biraz daha farklı bir şekilde ele almak gerekiyor çünkü bu kez duyurulan bir güncelleme değil, çok daha geniş kapsamlı bir algoritama değişimi. Buna benzer en büyük değişim yaklaşık 3 yıl önce Caffeine ile gerçekleşmişti.

Panda ve Penguin büyük oranda eski algoritma üzerinde meydana gelen gelişmelerden ibaretken, Hummingbird’ün eski algoritmanın daha ufak bir kısmını koruyarak, önemli bir kısmını değiştirmiş olması sadece kullanıcılar için değil, web sitesi sahipleri için de son derece önemli bir konu.

Bu konuda hazırlanmış iki farklı infografik ile Hummingbird’ün SEO’ya etkisine biraz daha yakından bakalım…

İnfografiklerden ilki Digital Relevance tarafından hazırlanmış ve Hummingbird ile gelen değişikliklerin neler olduğunu konu alıyor.

Bu infografiğe göre Hummingbird, arama sonuçlarında anahtar kelimeler yerine kelimelerin anlamlarına ağırlık veriyor. Yani anahtar kelime yerini daha semantik bir yapıya bırakıyor. Digital Relevance bunun daha düşük sıralamada bulunan web siteleri için çok kayda değer bir etkisi olmayacağını söylüyor. Arama motoru kullanıcılarının çok büyük bir kısmının ikinci sayfaya geçmediklerini düşünecek olursak, toplam Google trafiğinin yaklaşık yüzde 90′ının bu yeni algoritamadan öyle ya da böyle etkileneceğini söyleyebiliriz.

Hummingbird ile gelen önemli değişimlerden biri de arama sonucu sayfasında ek bilgiler içeren yeni bölümlerin ortaya çıkması. Aslında bu konuda haritalar gibi yerel aramalara yönelik bazı yenilikleri bir süredir görüyorduk. Bunların önümüzdeki dönemlerde artacak.

Ayrıca infografikte Hummingbird’in mobil kullanıcılara hitap eden yenilikler barındırdığından da bahsediliyor.

Digital Relevance, Hummingbird ile birlikte SEO’da anahtar kelime hedeflemekle uğraşmak yerine kullanıcıların arama sorgularına en iyi yanıtı verebilecek içeriklerin öneminin arttığının altını çiziyor. Diğer önemli bir not ise siteniz için açılış sayfalarını mümkün olduğu kadar çeşitlendirmeniz, örneğin kaliteli ve faydalı blog yazıları bu açıdan faydalı olabilir. Mobil uyumlu olmayan sitelerin Google tarafından ağır bir şekilde cezalandırılma ihtimalini de göz ardı etmemek gerekiyor.

relevance-Hummingbird-640

 

Şimdi de gelelim Meteorsite tarafından hazırlanmış ikinci ve web sitelerinin Hummingbird optimizasyonuna yönelik öneri ve ipuçları içeren infografiğine.

Bu infografikte Hummingbird güncellemesini daha iyi anlamak için güzel bir tanım yer alıyor. Google’ın yeni algoritamsında anahtar kelimelerden çok anlamlara odaklanmış olmasının web sitesi içeriğini oluştururken konuları “tanımlamalar” (description) değil, “tartışmalar” (discussion) şeklinde ele almanın daha faydalı olduğunu belirtiyor.

Gelelim Meteorsite’ın Hummingbird ile ilgili önerilerine:

– Sitenizde forum, yorum, inceleme, soru-cevap gibi bölümlerle kullanıcının konunuz ile ilgili konularda oluşturduğu daha fazla içerik yer almasını sağlayın.

– Kullanılan anahtar kelimelerin listesini çıkartmaya çalışmak yerine, bu anahtar kelimelerin tartışmalar içerisinde nasıl kullanıldığını tespit etmeye çalışın.

– Sosyal paylaşım yardımıyla üzerinde konuşulabilir içerikler üretin ve siz de bu konuşmalara dahil olun.

– Alanınızda etki sahibi olan kişi/siteleri tespit edin ve onlarla bağlar kurarak (=sizden bahsetmelerini sağlayarak) konunuzdaki uzmanlığınızın pekişmesini sağlayın.

– Alanınızdaki popüler konular ile ilgili eğlenceli ve bilgilendirici içerikler üretin, bunları video ve infografik gibi görsel öğeler ile süsleyerek, paylaşılmasını sağlayın.

meteorsite-Humminggbird-640

 

 

Hummingbird ile ilgili sanırım en önemli nokta; Google’ın artık resmen daha sosyal bir arama motoru haline gelmesini sağlamış olması. Artık mekanik anahtar kelimeler yerine, daha doğal iletişim yöntemlerinin önemi artmaya başlıyor. Bu da SEO açısından yeni bir dönem anlamına geliyor.

Her ne kadar önemli bir adım olsa da, Hummingbird’ün bu yöne doğru atılmış ilk adımlardan biri olduğunu da unutmamakta fayda var. Google algoritmasını bu yöne doğru daha fazla geliştireceği kesin. O yüzden sitenizin organik trafiğini artırmak için sosyal paylaşım ve iletişim odaklı içeriğe bugünden ağırlık vermeniz son derece önemli.

Kaynak: Webrazzi

Dipnot: 22 Ekim 2012 tarihinde gönderilen bir mail ile Google profil hareketlerinizin de artık reklamlarda ve diğer Google ürünlerinde kullanılacağını, böylece tanıdıklarınıza referans olabileceğinizi belirtmekte. Diğer bir deyişle sizin +1’lediğiniz bir firmanın reklamında sizin yorumunuz ve resminiz gösterilebilir. Bu da Google arama sonuçlarının giderek kişiselleşmeye başladığını gösteriyor kanımca.

Yakında SEO kavramı tamamen biterse şaşırmayacağım.

Google Kişisel Bilgi Paylaşımı Açıklaması: Nasıl Yani?

Google, resmi blog sayfasından son günlerde ortaya atılan Amerikan hükümeti ile kişilerin bilgilerinin paylaşıldığı haberlerine istinaden açıklama yaptı:

İnternet şirketlerinin; sunucularına ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı NSA tarafından doğrudan erişim olanağı sağlamaya yönelik ABD hükümetine bağlı PRISM adlı gizli bir hükümet programına dahil olduğu iddiasına yer veren haberleri, basından duymuş olabilirsiniz. Bu konuyla ilgili görüşümüzü ve açıklamamızı sizinle paylaşmak istedik.

Öncelikle; ABD hükümetine veya herhangi başka bir hükümete sunucularımıza doğrudan erişim verecek herhangi bir programa katılmadığımızı bilmenizi isteriz. ABD hükümetinin veri merkezlerimizdeki bilgilere doğrudan veya herhangi bir “arka kapı”dan erişimi kesinlikle söz konusu değildir. PRISM adlı programı ilk kez 6 Haziran 2013’de duyduk.
İkinci olarak; Google hükümetlerle bilgi paylaşımını çok kısıtlı ve yalnızca geçerli yasal çerçeveler kapsamında değerlendirmeye almaktadır. Hukuki konular ile ilgilenen ekibimiz, bize ulaşan her bir talebi tek tek incelemekte, kapsamı geniş tutulan ya da doğru süreçlerin izlenmediği belirlenen talepler, sıklıkla geri çevrilmektedir. Google’ın, kullanıcılarının verilerine sonuna kadar erişim sağladığını öne süren haberler tek kelimeyle asılsızdır. Bu hafta başında haberler çıkıncaya kadar, Verizon’a ulaşan böylesine geniş kapsamlı (milyonlarca kullanıcının görüşme kayıtlarını teslim etmelerini isteyen) bir talebin olduğunu duymamıştık ve bunu öğrenmek bizi çok şaşırttı. Google’ın kullanıcılarının internetteki aktivitelerine ilişkin bu ölçekte bilgiyi paylaştığı hakkındaki tüm iddialar kesinlikle asılsızdır.
Sonuç olarak; bu son gelişmeler, uzun bir zamandır inandığımız görüşü yani “daha şeffaf bir yaklaşım olması gerektiğini” teyit etmektedir. Google olarak; mevcut hukuki sınırlar çerçevesinde, yasal otoritelerden bize ulaşan bilgi talepleri konusunda açık olmak için çok çalışıyoruz. Bu taleplerle ilgili bilgiyi, endüstride ilk uygulayıcısı olduğumuz “Şeffaflık Raporu”nu yayınlayarak kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bunun yanı sıra, vatandaşlarının güvenliğini korumak adına aksiyon alan ABD ve diğer hükümetleri de elbette anlıyoruz.
Ancak mevcut yasal prosedürler çerçevesinde tanımlanan gizlilik düzeyi, hepimizin benimsediği özgürlük anlayışını sekteye uğratacak niteliktedir.
Larry Page, CEO / David Drummond, Hukuk Direktörü

Google Nisan 1 Şakaları

Merhaba;
Bugün malum 1 Nisan. Yani şaka günü. Her ne kadar yapmaktan ve tarafıma yapılmasından hoşlanmasam da bir şekilde karşıma çıkıyor benim de. Umarım benim gibi düşünen daha fazla kişiye ulaşabilirim 🙂

Herneyse.. Konumuz Google tarafından yapılan 2013 Nisan 1 şakaları.

İlk şaka koku ile ilgili olan Google Burun BETA uygulaması. https://www.google.com/intl/tr/landing/nose/ adresinde ulaşabilirsiniz. Bir uygulama ile ekranda bulunan görsellere ait kokuları alabileceğiniz gösteren uygulama elbette gerçek değil ancak insanların ilgisini çekmeyi başarmış durumda.

İşin şaka olduğunu ise Yardım sayfasında görüyoruz.

İşte şakanın açıklaması:

Yardıma mı ihtiyacınız var?

Google BurunBETA ile ilgili sorun yaşıyorsanız, lütfen şunları göz önünde bulundurun:
“418: Koku aktarım protokolü hatası” sistemde tıkanıklık olduğunu gösterir; lütfen daha sonra yeniden deneyin.
Teknolojik sınırlamalar nedeniyle bazı kokular tüm cihazlarla uyumlu değildir.
Ekranınızı yalamayın veya ısırmayın.
Google Chrome gibi modern bir tarayıcıya geçmeyi deneyin.
Nisan Bir!

2. şakamız ise Google Analytics üzerinden geldi. Analytics sayfanıza girdiğinizde International Space Station adresinden 41 kişi sitenizde görünüyor. Uluslararası Uzay İstasyonu! Tam ne oluyor falan derken bir de sitenizin April Fool sayfasına bakmalarını gördüğünüzde anlıyorsunuz ki Nisan 1 şakası.
İşte böyle. Google amcamız anlaşılan bu şakaya bir süredir hazırlanıyormuş. Kimbilir belki de canları sıkılıyordur 🙂

Google’da Artik Daha Az Porno Göreceksiniz

Google’ın yaptığı bu değişikler, aramalarımıza ve aramalarda çıkan porno içeriğe böyle yansıyacak!

Google’da işiniz veya dersleriniz için görsel aramasını kullanırken zaman zaman pornografik sayılabilecek içeriklere rastlıyor olabiliriniz. Arama devinin yeni yaptığı bir değişiklik, bu durumun yaşanmasını zorlaştıracak.

İnternette forumlar ve mesaj panolarında Google görsel aramasında porno bulunamadığına dair çok sayıda şikayet yer alıyor (Güvenli Arama kapalıyken bile). Bazı kullanıcılar Google’ı suçlasa da bir Google yetkilisinin yaptığı açıklamaya göre Google’da porno içerik bulmayı engelleyecek bir değişiklik yapılmadı:

“Yetişkin içeriği sansürlemeyi değil, aradığınız şeyi tam olarak size göstermeyi istiyoruz. Cinsel içerikli sonuçları sadece aramada özellikle belirtilmişse göstermeyi amaçlıyoruz. Arama dizisini kullanarak en doğru sonuçları döndürmeye yönelik algoritmalar kullanıyoruz. Eğer yetişkin içerik arıyorsanız, varsayılan ayarları değiştirmeden onu bulabilirsiniz. Sadece arama teriminiz birden fazla anlama geliyorsa, onu daha belirgin bir hale getirmeni gerek. Görsel arama, artık aynı Web araması gibi çalışıyor.”

Google’ın açıklaması aslında oldukça anlaşılır nitelikte: Şirket, porno aramaları ve içeriği sansürlemiyor, sadece yetişkin içeriği diğer arama sonuçlarından çıkarmayı amaçlıyor.

Kaynak: Milliyet

Google Yılın En Çok Arananları: 2012 Zeitgeist

Google 2012 yılında en çok aranan kelimeleri açıkladı.

Google Zeitgeist’da, yılın en hızlı yükselen 10 sorgusuyla birlikte 2012′nin ruhunu yakalayabilmek amacıyla milyarlarca Google araması incelenirken, dünyada trend olan aramalar arasında ani ölümüyle büyük üzüntü yaratan Whitney Houston, yeni fenomen Gangnam Style ve Sandy Kasırgası öne çıktı.2011’e kıyasla 2012’de aralıksız bir dönem boyunca en yüksek trafik hacmine sahip aramaların dikkate alındığı listenin Türkiye bölümünde ise ünlü isimler arasında Hadise ilk sırada yer alırken, onu Mustafa Ceceli ve Tarkan takip etti. En fazla aranan TV dizisi kategorisinde yılki başarısını koruyan ‘Muhteşem Yüzyıl’ en çok aranan dizi olurken, Kuzey ve Güney ile Kurtlar Vadisi Pusu dizileri ikinci ve üçüncü sırayı aldı.

Yükselen arama trendlerinde ise Facebook’un liderliği bulunuyor. Popüler sosyal ağı Youtube ve e-Okul aramaları seyrediyor. Google’ın 2012 Zeitgeist listesine göre yıl içinde en çok Galatasaray Spor Kulübü arandı. Spor takımları arasında liderliği elinde bulunduran Galatasaray’ın ardından Trabzonspor ve Fenerbahçe geldi.

Son olarak turizm verilerini yansıtan en hızlı yükselen seyahat noktaları aramalarının ilk sırasına Antalya yerleştiği açıklandı. Onu takiben Bodrum, Alanya gibi tatil destinasyonları Paris, Mısır, Maldivler, İspanya gibi şehirleri geride üst sıralarda yer aldı.

Dünya’da Trend olan Aramalar
Whitney Houston
Gangnam Style
Hurricane Sandy
iPad 3
Diablo 3
Kate Middleton
Olympics 2012
Amanda Todd
Michael Clarke Duncan
BBB12

Türkiye’de Trend Olan Aramalar
Facebook
YouTube
e-Okul
Ösym
Ekşi Sözlük
Araba Oyunları
Milliyet
Işkur
Hürriyet
Habertürk

En Çok Aranan Ünlüler
Hadise
Mustafa Ceceli
Tarkan
Halil Sezai
Murat Boz
Orhan Gencebay
Demet Akalın
Yıldız Tilbe
Hande Yener
Ajda Pekkan

En Çok Aranan TV Dizileri
Muhteşem Yüzyıl
Kuzey ve Güney
Kurtlar Vadisi Pusu
Yalan Dünya
Suskunlar
Arkak Sokaklar
Sakarya ve Fırat
İşler ve Güçler
Karadayı
Alev Alev

En Çok Aranan Spor Takımları
Galatasaray
Trabzonspor
Fenerbahçe
Bursaspor
Beşiktaş
Sivasspor
Orduspor
Kayserispor
Antalyaspor
Gaziantepspor

Trend Olan Seyahat Noktaları
Antalya
Bodrum
Alanya
Dubai
Kıbrıs
Fethiye
Paris
Mısır
Maldivler
İspanya

Bing’den Anti-Google Kampanyası: Ürün Aramalarında Kim Daha Güvenilir?

Arama motoru pazarını uzun yıllardır Google domine etse de, son yıllarda oyuna dahil olan diğer oyuncular sayesinde çetin bir rekabet ortamı oluştu. Google, küresel çapta arama trafiğinin yüzde 88′ine sahip durumda. Ancak dünyanın en büyük internet pazarı Çin’de yasaklı olduğu için yerini yerli arama motoru Baidu‘ya bırakan şirket, Rusya ve eski Sovyet ülkelerinde ise Yandex‘in gerisinde kalıyor. 2009 yılında Bing adlı arama motorunu duyuran yazılım devi Microsoft’un da pazara girmesiyle iyice hareketlenen arama motoru piyasasında anlaşılan o ki, tüm oyuncular Google’ı hedef almış durumda.

Scroogled” adında bir Anti-Google kampanyası başlatan Bing, Google’ın tüm alışveriş arama sonuçlarının paralı olduğunu eleştirip, şirketin kullanıcılarını aldattığını iddia etti.

Google’ın bu yeni kararını bir anti kampanyaya dönüştürmekte gecikmeyen Bing, bu amaçla kurduğu sitede Google’ın hamlesinin doğru bir adım olmadığını maddelerle açıklayıp kendi alışveriş sayfasının tanıtımını yapma yoluna gitmiş.

Google üzerinden yapılan tüm alışveriş sonuçlarının, en fazla parayı veren işletmeye göre sıralanıyor olmasını kullanıcıları kandırmak olarak nitelendiren Bing, sonuçların en fazla parayı verene göre değil, en ilgili sonuca göre olması gerektiğini savunuyor. Bing, halihazırda milyonlarca işletmeyi ücretsiz olarak listeliyor, ancak üçüncü parti alışveriş ve ürün arama siteleri ile ortaklık yaptığı da biliniyor.

İş bu noktaya gelmişken, Microsoft’un arama motorundaki gösterimlerle ilgili de bazı argümanlar ortaya atılmış durumda. Geçtiğimiz günlerde eBay’in ürün arama platformu Shopping.com ile işbirliği yaptığını açıklayan Bing’in alışveriş aramalarında bu siteden gelen paralı reklamları yayınladığı da iddia ediliyor.

Bilindiği gibi Shopping.com, işletmelerin belirli bir ücret karşılığında dahil olabildikleri bir ürün arama platformu. Bu doğrultuda dolaylı yoldan Bing’in Google ile aynı kapıya çıktığı öne sürüldü. Konuyla ilgili Bing tarafından yapılan açıklamaya göre, şirket bu listelemeri Google’ın yaptığı gibi en fazla parayı verene göre hazırlamadıklarını ve en ilgili aramalara göre listeleme gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Arama motorlarındaki bu çetin rekabet önümüzdeki günlerde ne boyuta taşınır ve pazar paylarında bir değişiklik olur mu, şimdiden kestirmek zor. Ancak internette arama yapan bir kullanıcı, o konuyla gerçekten ilgilendiği için arama yapıyordur. Bu sebeple, gazete ve TV gibi yayın organlarından farklılaşan internet arama motorları, tamamen ücretli bir reklam platformuna dönüşmeli midir, gerçekten tartışmaya açık bir konu.

Kaynak: eticaretmag.com

Gmail’e Yeni Bir Özellik Daha – Promosyonlar

Geçtiğimiz günlerde reklam içerikli periyodik emaillerin artması nedeni ile gmail promosyonlar kategorisi oluşturdu. Artık belli firmalardan aldığınız fırsat ürün haberleri ve etkinlikler bu kategoride otomatik olarak toplanmaktadır.

Peki Gmail bir maillin promosyon mailli olduğunu nasıl anlıyor?
Yığın algoritması dediğimiz; her gün toplu halde aynı içerikte gönderilen emailleri algılayan bir algoritma geliştirdiler. Bu sayede bir maillin promosyon email olup olmadığı hatasız bir şekilde tespit edilebilmektedir.

Kaynak: http://www.inboxmailmarketing.com/blog/index.php/gmaile-yeni-bir-ozellik-daha-promosyonlar/