Bir E-ticaret Sitesinin İlk Yılı – 3. Ay

Bu yazıyı geçmişte kurulumu ve yönetimini aldığım bir e-ticaret sitesinin ilk yılında nasıl bir yol izlediğimizi göstermek amacıyla hazırladım. Yazı dizisi şeklinde ilerlemeyi planladığımı ve her ay detaylı bir şekilde yapılan işlemleri anlatmaya çalıştım. Ne yazık ki firma ile yaptığım anlaşma gereği isim veremeyeceğim ama umuyorum yakın zamanda sektöründe hemen hemen herkesin bildiği bir e-ticaret sitesi olacaktır.
Yeni e-ticaret sitesi sahiplerine yardımcı olabilmesi dileğiyle.

3. Ay

3. ayı yazmayı unutmuşum ve kimse de bana hatırlatmamış. 🙂 Bu ayın son günlerinde farkettiğim bu eksik yazıyı hemen notlarıma bakarak neler yaptığımızı özetlemeye çalışayım. (Enteresan olan bu yazı dizisinin okunması fena değil ama nedense kimsenin devamını sormaması.) 1 hafta içinde 4. ayın yazısını hazırlamam gerekecek şimdi 🙂

 

  1. Hafta: İlk 2 ay hazırlık ile geçtiğinden 3. ay nispeten daha hazır olduğumuz ve çalışmaya daha fazla zaman ayırabildiğimiz ay oldu. Zaten bundan sonraki aylar da muhtemelen daha az efor sarfedeceğiz.  İlk hafta daha fazla üyeye ulaşmak için bir kampanya kurguladık ve bu kampanyanın duyurulmasını sağlamaya çalıştık. Her üyeye hediye puan ya da ilk alışverişine özel hediye gönderme fikrinden yola çıkıp, her üyeye ilk alışverişinde hem ekstra puan hem de ufak bir hediye gönderme şeklinde kampanyayı hazırladık.
  2. Hafta: Yine daha çok ürün tedariği ve ürün girişleri üzerine çalışmalar yaptık. XML ile sağladığımız tedariklerde ürünlere kişisel yorumlar katmaya çalıştık ve fena da olmadı. Hem ürün açıklamalarına özgünlük kattı hem de editörümüz için eğlenceli bir iş çıktı. Her gün seçtiğimiz 10 ürünü inceleyip yorumluyoruz. Çok keyifli, tavsiye ederim kesinlikle.
  3. Hafta: Ürün tedariği sağlarken aynı ürünü tedarik eden pek çok firma ile karşılaştık. Bu yüzden sistemde kendimizce bir geliştirme göstererek her ürünün alış fiyatlarını farklı bir fiyat tipine tanımladık. Böylece ürün siparişlerinde hangi tedarikçimiz daha uygun bir fiyat veriyorsa o tedarikçiden ürün temin etmeyi hedefledik.
  4. Hafta: Müşteri sayımız artmaay devam ediyor ancak beklenen seviyeye halen ulaşamadı. Benim hedefim günlük 50-100 arası üye yakalamak iken henüz maksimum 10 üyeye ulaşabildik. Bu da reklam çalışmalarımız tekrar gözden geçirmemiz gerektiğini gösterdi. Hızlıca Google Adwords, Facebook ve Instagram reklamlarını yenileyip, daha dikkat çekici grafiklerle değiştirdik. Gelişmeleri ilerleyen günlerde göreceğiz.

Bu yazı nispeten daha kısa oldu ancak hem zaman darlığı hem de iş yoğunluğum var. Daha müsait bir zamanda yazıyı tekrar elden geçiririm. Bol kazançlar dilerim.

Hedef: Müşteri sayısının her geçen gün yükselen bir grafikle arttırılması

Sonuç: Başarılı

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret uzmanı etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/bir-e-ticaret-sitesinin-ilk-yili-3-ay/ adresinde yayınlanmıştır.

7 Basit Adımla Satışlarınızın Artmasına Destek Olun

E-ticaret devleri büyük birer tekel olarak uluslararası e-ticaret pazarını kontrol ediyor. Ancak Amazon, eBay, Zappos, Wal-mart ve Alibaba gibi devler, sahip oldukları know-how’la aynı zamanda tüm diğer e-ticaret şirketlerine örnek oluyor.
En büyüklerin arasına girmek zor olabilir, ama bu durum onlardan ders almaya ve kendi e-ticaret işinizi geliştirmeye mani değil. İşte size dünyanın en büyük e-ticaret markalarından satışları ve gelirleri artırmakla ilgili 7 ibretlik ders:

1. Sayfalarınız Hızlı Açılsın
Dünyanın en güzel sitesine sahip olsanız da sayfalarınız yavaş açılıyorsa müşteri kaybedersiniz. Bunun için Google+ sosyal ağına bakmanız yeterli. Google+ sayfaları yavaş yüklendiği için büyük miktarda aktif kullanıcı kaybına uğradı. Siz de ziyaretçi kaybına uğrarsınız.
Somut konuşalım mı? Bir sayfanın yüklenmesindeki her 100 milisaniyelik gecikme satışlarını %1 azaltıyor! Kısacası insanların acelesi var ve yavaş yüklenen sayfalarla işleri yok. Ayrıca mobil cihaz kullanıyorlar. Hafta sonu evden alışveriş etseler bile ne alacaklarına hafta içi akıllı telefondan bakıp karar veriyorlar.
Mobil internet bağlantısı da pahalı, bu yüzden yavaş yüklenen sayfalarla yolda vakit kaybetmek istemiyorlar. Duyarlı mobil tema kullanın ve sayfalarınızın mutlaka hızlı açılmasını sağlayın.

2. Müşteri Size Kolay Ulaşsın
Dünyanın en büyük e-ticaret sitesi Amazon bile ürün sevkiyatı gibi birçok teknik konuda müşteri hizmetleriyle ilgili sorunlar yaşıyor. Müşteri her zaman sorunlu olabilir ve hemen her zaman haklıdır. Müşteriyi memnun edip satışlarınızı artırmak ve müşteriyi elde tutmak istiyorsanız müşteri hizmetlerine önem vermelisiniz. Öyleyse müşterinin de size 7/24 ulaşması gerekiyor.
Bunun için ücretsiz telefon çağrıları, e-posta, online sohbetle müşteri desteği gibi çok sayıda seçeneğiniz var. Ancak en güzeli ve en uygun maliyetli çözüm sayfanızda alışveriş, fatura bilgileri, ürün iadesi gibi gerekli tüm detayları net, okunaklı ve anlaşılır bir yazıyla anlatmak.
Müşteri hizmetlerinde en önemli nokta müşterinin size ulaşmasını gerektiren sorular ve sorunlara yol açmamaktır. Müşteriyi baştan doğru bilgilendirirseniz bu sorunu büyük ölçüde aşmış olursunuz. LivePerson, BoldChat ve Live2Support gibi hizmetlere entegre olan e-ticaret platformlarını kullanabilirsiniz.

3. Kişiselleştirin
Derler ki hayatta her şeyi kişiselleştirip üstünüze alınmayın, ama müşteriler ve e-ticaret söz konusu olduğunda bu tam olarak doğru değil. Müşteriye özel bir hitap biçimi, ihtiyaçları ve kullanıcı alışkanlıklarına özel kişiselleştirilmiş kampanyalar kullanmanız gerekiyor.
Amazon’un ün güçlü yanlarından biri de bu. Örneğin müşteriye daha önce ilgilendiği ürünlere benzeyen ürünler içeren kişiselleştirilmiş bir açılış sayfası gösteriyor. Ürün sayfanızda müşteriye çok sayıda genel seçenek sunarsanız insanlar kararsız kalır ve satışlar azalır. Kişiselleştirilmiş ürün sayfaları ise satışları kolaylaştırır.
Bu noktada “şunu alan şunları da satın aldı ve hepsi bir arada yüzde 20 indirimli” gibi anlık, nokta atışı yapan kampanyalar kullanabilirsiniz.

4. Sitenizde Arama Kutusu Olsun
Sonuçta insanların aradığını bulmasını kolaylaştırırsanız satışlarınızı da kolaylaştırmış olursunuz. Böylece müşteriler ana sayfa, kategori ve ürün sayfalarında aradıklarını hızla bulabilirler. Bunun için de en iyisi ürün ve hizmetlerinizle ilgili başarılı bir anahtar kelime çalışması yapmak ve bu kelimeleri ürün sayfalarında kullanmak.
Böylece hem arama motorlarında sitenizi kolay bulurlar hem de siz, site içi aramalara bakarak müşteri davranışlarını izler, ürün ve kampanyalarınızı onlara göre özelleştirerek satışlarınızı artırırsınız. Nitekim sitenizde arama kutusu kullanan müşterilerin dönüşüm oranı yüzde 2,4 iken, arama kutusu kullanmayanların dönüşüm oranı yüzde 1,7 olduğunu görüyoruz.

5. Test Yapın
Amazon CEO’su Jeff Bezos’un dediği gibi, “Yılda yaptığınız testleri iki katına çıkarırsanız iki kat daha fazla fikir üretirsiniz.” Kısacası test yapmaktan asla vazgeçmeyin, çünkü planlar bozulmak için vardır ve evdeki hesap çarşıya uymaz. Sitenizde satışların neden arttığını, neden azaldığını veya satışları nasıl artıracağınızı ancak test yaparak görebilirsiniz.
eBay kurucusu Pierre Omidyar da aynı şeyi söylüyor: “İnsanların çoğu gidip yeni bir şeyler denemiyor”, yani deneme yanılma yöntemi ve testler yoluyla öğrenmeniz gerekiyor.

6. İşlem Bildirimleri
İnsanlar e-posta pazarlaması kapsamında tanıtım amaçlı gönderilen e-posta iletilerini reklam olarak gördüğünden az okuyor, hatta çoğu zaman bu iletileri tıklayıp açmıyor. Ancak işlem bildirimleri farklı. İşlem bildirimleri sizden alışveriş yaptıkları zaman, sipariş verdiklerinde, bültene abone olduklarında, ankete katıldıklarında gönderdiğiniz onay iletileridir.
İşlem bildirimlerine e-posta pazarlaması metinleri ekleyerek satışlarınızı artırabilirsiniz, çünkü yapılan araştırmalar işlem bildirimlerinin diğer pazarlama iletilerinden 4 – 8 kat daha fazla açılıp okunduğunu gösteriyor.
Peki insanların ilgisini çekecek ve onlara reklam gibi gelmeyecek e-posta iletilerini nasıl hazırlarsınız? Amazon gibi yapabilirsiniz. Amazon yaptığınız alışverişlerle ilgili size alışveriş analiz ve değerlendirme raporları gönderiyor ama aslında bunlar pazarlama amaçlı tanıtım içeriği (ürün incelemeleri vb.).

7. Ürün İncelemeleri ve Sosyal Kanıt
Hiç kendinizi kandırmayın: Müşteri kime inanır? Size mi, yoksa başka müşterilere mi? İnsanların gönüllü marka elçileri olup sizi kendi sosyal ağ hesaplarından tanıtmalarını istiyorsanız öncelikle onları memnun etmeniz gerekiyor, ama bu daha başlangıç. Bir de ürün sayfalarınızda ürün incelemeleri yazmalarına izin vermeniz lazım.
Olumlu ürün incelemelerini müşteriler yazarsa daha inandırıcı ve doğal olur. Ayrıca, açıkça kötü niyetli eleştiri içermeyen olumsuz ve yapıcı ürün incelemelerine de izin vermelisiniz. Korkmayın, kimsenin ürünü kusursuz değil ve insanlar ürünlerinizin hem eksilerini hem de artılarını yazarsa çok daha inandırıcı olur. Ayrıca “adamlar ürünlerine güveniyor kardeşim” derler.

Müşterilerin yüzde 88’i bir sitedeki doğal ürün incelemelerine eş-dost tavsiyesi kadar güvendiklerini söylüyor. Ürün incelemeleri aynı zamanda içerik pazarlama metinleri olup e-ticaret sayfalarınızın arama motorları tarafından endekslenmesini hızlandırıyor.
Siz de Amazon’un ürün sayfasından esinlenerek yıldızlı rating sistemleri (yani pazarlamada oyunlaştırma taktikleri) kullanabilirsiniz. Ayrıca müşterilerin bunlara filtre uygulamasına izin verin. Örneğin 5 yıldızlı ürün incelemeleri ile 1 yıldızlı incelemeleri de okusunlar. Merak etmeyin, sırf size saldırmak için ters yazan insanları hemen anlar ve onları ciddiye almazlar. Böylece ürünlerinizin prestiji artar.

Bonus: 8. İbretlik Ders
E-ticaret söz konusu olduğunda büyük şirketleri yakalamak zor, ama bu şirketlerin satışları artıran cin fikirlerini sizden saklaması da imkansız: Çünkü tek yapacağınız sitelerini ziyaret edip neler yaptıklarına bakmak. Ardından kendi bütçeniz, hedef kitleniz, marka imajınız ve ürünlerinize göre uygun gördüğünüz taktikleri e-ticaret sitenize uygulamak. Öyleyse 8. ibretlik ders de şöyle olmalı: E-ticaret sitesi açmadan önce rakipleriniz neler yapmış, internette gezip bir bakın.

Kaynak: http://eticaretmag.com/e-ticaret-devlerinden-satislari-artiran-7-ders/

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret fikirleri, e-ticaret uzmanı, eticaret, eticaret danışmanı etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/7-basit-adimla-satislarinizin-artmasina-destek-olun/ adresinde yayınlanmıştır.

E-ticaret Yazılımı Seçerken Özel mi Yoksa Paket Yazılım mı Tercih Edilmeli?

Bir e-ticaret sitesi kurulurken, daha doğrusu e-ticaret üzerine bir firma ya da şirket açılışında alınan en önemli kararlardan biri de e-ticaret yazılımı tercihidir. Kimileri kendilerine özel hazırlanmış yazılım tercih ederken, kimileri de hazır paket yazılımları tercih etmektedir. Peki hangisi doğru?

Esasında her iki seçim de doğrudur. Ancak bu e-ticaret yazılımından daha doğrusu e-ticaret sitenizden ne beklediğinize göre değişir. Bu yazıda her iki durumda karşılaşabileceğiniz durumları ele almak istedim.

Hazır E-ticaret Yazılımı Artıları:

  • Hazır yazılımların en önemli özelliği özel yazılımlara nispeten daha ekonomik olmasıdır.
  • Standart bir hizmet verildiği için de e-ticaret yazılımı kiralayıcı firmalarla iletişim daha kolay ve daha hızlıdır.
  • Hazırlanış süresi çok daha kısadır. Aynı gün bir e-ticaret sitesi sahibi olabilirsiniz.
  • Sistemi kullanabilmeniz için kısa bir eğitim almanız yeterlidir.
  • Teknik destek birimleri genelde sorunu aynı gün çözer. (Çoğu zaman sorunun aslında kullanıcıdan kaynaklandığını da belirtmekte fayda var :))

Hazır E-ticaret Yazılımı Eksileri:

  • “Genel bir sorun” yaşanması ihtimali daha yüksektir.
  • Firmanın vermiş olduğu özellikler dışında bir sistem ya da kurgu kullanmanıza genelde onay çıkmaz.
  • Tasarım ve kodlaması genel bir yapıda olduğundan SEO çalışmalarında rakiplerinizle daha fazla rekabete girme olasılığınız vardır.
  • Herhangi bir gelişmede (kredi kartı taksit sınırlaması gibi genel gelişmelerden bahsediyorum) yazılım kiralayıcı firmanın güncelleştirmesini beklemeniz gerekebilir.

Firmaya Özel E-ticaret Yazılımı Artıları:

  • E-ticaret yazılımı tamamen firmaya özel hazırlanabilir ve istenilen değişiklik yapılabilir.
  • Tasarımdan kodlamaya firmanızı temsil eden bir yapıya sahiptir.
  • Daha esnektir. Hizmet veren firmalardan size özel kampanya ve eklenti talepleriniz çoğunlukla olumlu karşılanır.
  • SEO çalışmalarında dahi özel yazılım olmasının faydası görülür.

Firmaya Özel E-ticaret Yazılımı Eksileri:

  • Genelde daha pahalıdır.
  • Hazırlanış süresi her zaman daha uzundur.
  • Bazen istediğiniz hizmeti verecek firmaya ulaşmak için bile beklemeniz gerekebilir.
  • Sistemi kullanabilmek için sağlam bir eğitim almanız ya da kalifiye personel çalıştırmanız gerekebilir.
  • Yazılımsal talepler genelde daha geç çözülür. Teknik destek yazılıma, yazılım onay için amirine, amir satış departmanına gibi bir hiyeryarşinin aşılmasını bekleyebilirsiniz.
  • Sistemde yaşanılabilecek sorunları karşılaşmadan çözmeniz imkansızdır.

Son olarak ben her zaman oyumu özel e-ticaret yazılımlarından yana kullanmaktayım. Eğer ekibinizde bir de sistemin yazıldığı dili bilen bir yazılımcınız varsa çalışmak çok daha keyifli bir hale gelebilir.

Bol kazançlar dilerim.

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret danışmanlığı, e-ticaret sitesi, e-ticaret sitesi açmak, e-ticaret uzmanı, e-ticaret yazılımı etiketleriyle http://www.ademaltan.com.tr/e-ticaret-yazilimi-secerken-ozel-mi-paket-yazilim-mi/ adresinde yayınlanmıştır.

E-ticaret Sitelerinde Sepet Ortalamasını Yükseltmek İçin 5 Yöntem

E-ticaret sitelerinin ana hedefi her zaman daha fazla satış ve daha fazla kişiye ulaşım olmuştur. Zaten daha fazla kişiye ulaştığınızda daha fazla satışı da gerçekleştirmiş olursunuz. Ancak her ne kadar günümüzde e-ticaret hızlı bir şekilde gelişiyor ve hacim olarak büyüyor olsa da bu her zaman çok satış anlamı taşımamaktadır.

Sattığınız ürün ortalama fiyatı düşükse, bellirli bir fiyat aralığında ise ya da tek bir ürün satışı yapıyorsanız çok satış yapmanın en bilinen yolu daha fazla ziyaretçi çekmektir. Daha fazla ziyaretçi için yapılabilecekler elbette belli. Reklam, SEO gibi çalışmalar ile sitenize günlük binlerce kişinin gelmesini sağlayabilirsiniz. Hatta dönüşüm oranlarınızı yüksekte tutabilirsiniz. Peki ya sepet ortalamanız düşükse ne yapabilirsiniz?

1. Yüksek Tutarlarda Komisyon

Sepet ortalamasını arttırmanın en başarılı yöntemlerinden ilki fatura tutarında yapılan indirimlerdir. Örnek vermek gerekirse “250 TL. üzeri alışverişlerde %10 indirim” gibi bir kampanya kurgulamanız ve bunu ziyaretçilerinize duyurmanız sepet ortalamanızın yükselmesine yardımcı olacaktır.

2. Yüksek Tutarlarda Hediye

Bir üst maddeye benzer bir yapıdaki kampanya türü. Aynı şekilde 150 TL. üzeri alışverişlerde XX isimli ürünün hediye edilmesi de yine sepet ortalamasının yükselmesini destekleyecektir.

3. Ücretsiz Kargo Limitini Yükseltme

Her ne kadar desteklemesem de bu da bir yöntem sayılabilir. Ücretsiz kargo limiti koymak ve bu limiti biraz yüksek tutmak sepet ortalamanızın yükselmesine yardımcı olacaktır. İlginçtir tecrübelerimden edindiğim bilgi gösteriyor ki, internet müşterisinin kargo ücreti ödemekten hoşlanmadığı ve yakın değerde bir ürün alarak ücretsiz kargo limitinden faydalandığı yönünde.

4. Birden Fazla Ürün Satışı

Evet birden fazla ürün satışı. Bundan kastım eğer tek bir ürün satıyorsanız ya da ürünlerinizin tamamı aynı fiyatsa sepet ortalamanızı yükseltmeniz biraz daha zor olacaktır. Ancak ürün çeşitliliğini arttırarak, bu oranı yükseltmeniz mümkün. Tabi ki sadık müşterilerinizi elde tutmak için mevcut kategoriden gitmenizde fayda var.

5. Yüksek Tutarlara Promosyon

Hediye maddesine benzeyen bu madde de asıl hedef ek bir ürün satmak. Sepet tutarına bağlı olarak benzer bir üründe indirim sağlamak gibi. Şöyle ki 250 TL tutarındaki alışverişlerde XYZ isimli ürünün %25 indirimli olması gibi.

Bol kazançlar dilerim.

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret uzmanı, sepet ortalaması etiketleriyle yayınlanmıştır.

Bir E-ticaret Sitesinin İlk Yılı – Yazı Dizisi

Bu yazıyı geçmişte kurulumu ve yönetimini aldığım bir e-ticaret sitesinin ilk yılında nasıl bir yol izlediğimizi göstermek amacıyla hazırladım. Yazı dizisi şeklinde ilerlemeyi planladığımı ve her ay detaylı bir şekilde yapılan işlemleri anlatmaya çalıştım. Ne yazık ki firma ile yaptığım anlaşma gereği isim veremeyeceğim ama umuyorum yakın zamanda sektöründe hemen hemen herkesin bildiği bir e-ticaret sitesi olacaktır.
Yeni e-ticaret sitesi sahiplerine yardımcı olabilmesi dileğiyle.

1. Ay

Altyapının Belirlenmesi

Bir e-ticaret sitesinin kurulumunda en önemli adımlardan biri yazılımsal altyapının doğru tercih edilmesidir. Bu sebeple ihtiyaçların iyi analiz edilmesi ve bu ihtiyaçlara uygun bir altyapının seçilmesi gerekir.
Bu konuda pek çok seçeneğiniz mevcut olacaktır ve bu konuda tercih ve sorumluluk tamamen kurucu kişi ya da kuruma aittir.
Ben genelde açık kaynak kodlu ya da özel yazılımları tercih eden biri olmama rağmen bu projede kiralık bir yazılım tercih ettim çünkü proje sahibinin de tecrübeli olduğu bir yazılımdı.

Ödeme Altyapısının Belirlenmesi

Şundan birkaç sene önce olsaydı sanırım günlerce sürebilecek banka prosedürleri artık dert değil. PayU sayesinde 1 hafta içinde birden fazla sanal POSa sahip olmanız mümkün. Ben de bu projede PayU ile çalışmaya karar verdim. Gerçi aklımda Iyzico’da vardı ancak firma sahibi ile PayU konusunda uzlaşınca tercihimizi PayU’dan yana kullandık.

Kargo Firmasının  Belirlenmesi

Daha önce de çalıştığım firmalarla görüşerek en uygun olan tek bir kargo firmasını tercih etmeyi planlıyordum ancak birden fazla firma uygun fiyat verince bu projede başlangıç aşamasında 3 adet kargo ile çalışmaya başlamış olduk. Bunda hedeflerimizin büyüklüğü sanıyorum oldukça etkin.

Tanıtım Yöntemleri

Elimizde birden fazla tanıtım yolunun olması ve “reklam reklamdır” mantığı sebebiyle hem Google Adwords hem de sosyal medyanın gücünden faydalanmaya karar verdik. Google Adwords tarafımca yönetilecek ancak işin sosyal medya ayağı (tüm işlere tek başıma yetişmemin mümkün olmamasından dolayı) sosyal medyada yaptığı işleri başarılı bulduğum sosyal medya uzmanı ve değerli arkadaşım Hakan Gürpüz tarafından üstlenileceği konusunda uzlaştık.

Google Adwords: Hem sevdiğim hem de zaten hizmet verdiğim bir alan olmasından projenin Google Adwords ayağını kendim üstlendiğimi söylemiştim. Bu kampanya hem bütçelerin henüz belirlenmemiş olması hem de müşteri portföyünü net algılayabilmek için anahtar kelime seçimlerini genelde uzun kelimelerden yana kullandık. (3-4 kelimelik)

Sosyal Medya: Bu konuda Hakan sağolsun hızlıca hesapların açılması ve kurguların yapılması konusunda desteğini verdi. 12 ay içerisinde yapılacak tüm kampanya ve duyuruların tahmini tarihlerini ileterek projenin hızlanmasında büyük rol oynadı.

Tasarım:

Kiralık yazılımlarda tasarımın, hizmet sağlayıcı tarafından hazırlanmasını her zaman doğru bulmuşumdur. Altyapıyı iyi bilen ve gerekli uygulamaları kullanabilen kişilerin yaptığı tasarımların başarısı da zaten aşikar. Bana sadece güncelleme durumunda yapılması gereken düzenlemeler kaldı. Altyapıyı da daha önceden kullandığımdan zaten pek zorlanmadım.

Hedef: İlk ayın sonunda sistemin tamamen hazır ve müşterilere hizmet verebilir hale gelmesiydi.

Sonuç: Başarılı

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret uzmanı etiketleriyle yayınlanmıştır.

Neden Bir E-ticaret Sitesi Sahibi Olmalısınız?

Günümüzde e-ticaret her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. Öyle ki neredeyse her ticaret alanında e-ticaret sitesi görmemiz mümkün. İlk başta evlere yemek servisi ile başlayan e-ticaretin yolculuğu (bunu yanlış hatırlamıyorsam 90’lı yılların ortalarında bir pizza firması yapmıştı ve sadece bir sipariş formundan ibaretti) bir dönem sadece dayanıklı tüketim malları üzerinden gitmişti. Sonrasında ise market alışverişine kadar uzandı. Market alışverişini netten yapmak benim için bir uç nokta, çünkü ekmeği ve meyve sebzeyi elimizle yoklamadan almayan bir milletiz. Haliyle de insanlarımızın bugün marketten karpuz ve kıvırcık siparişi vermesi gelinen noktayı bence gözler önüne seriyor.

Peki bu kadar gelişen ve gelişmeye de devam eden bir iş alanı varken siz neden hala bir e-ticaret sahibi değilsiniz? Bir firmanız varsa, mal ya da hizmet satıyorsanız neden e-ticaret siteniz yok diye de sorabilirim sanırım. Bir örnek hikayeyle devam edeyim;

Yazın başlarında güneş gözlüğü almak için gittiğim bir gözlükçüyle konu işten güçten açılmıştı. Normalde alışveriş yaparken ya da özellikle iş görüşmesine gitmediysem pek yaptığım işten ve çalışmalarımdan bahsetmem ancak bu mağazada hem benimle ilgilenen kişinin samimiyeti hem de gözlük seçiminin uzun sürmesi ister istemez sohbeti koyulaştırdı. Yaptığım işi “söylediğimde bizim de bir sitemiz var ama çok fazla bakmıyoruz” gibi bir söz etmişti. Merak edip siteye baktığımda kurumsal bir site olduğunu gördüm. Kimin ilgilendiği, günlük hit durumu gibi bilgilerden haberdar değildi. Diğer şubelerden birini aradığında birkaç sene önce yapıldığını ve öylece bırakıldığını öğrendik. Yani iletişim formu olan, örnek ürünlerin olduğu bir site vardı ancak gelen mail var mı yok mu, siteyi ziyaret eden kimse var mı gibi önemli bilgilerden yana kimsenin haberi yoktu.

Sonrasında siteyi yaptırırken beklentinin ne olduğunu sordum. Aldığım cevap “daha çok satış” oldu. “Peki bu şartlar altında nasıl daha çok satış olabilir” diye sorduğumda ise “müşteriler telefon ederler diye düşündük :)” cevabını aldım 🙂

E-ticaret sitesi sahibi olmaları halinde gerçek anlamda satış yapabileceklerini, hatta bu sistemde nasıl çalışabileceklerini anlattığımda ise aldığım cevap “kimse internetten gözlük almaz” oldu. İlk bakışta doğru gibi görünen bu algı aslında internet kullanıcılarının nasıl yanlış tanındığını gösteriyordu. İlk bakışta doğru gibi görünüyor çünkü ben bile 1 saat boyunca denememe rağmen istediğim gibi bir gözlük bulamamıştım. Haliyle internet kullanıcıları nasıl gözlük beğenecek diye düşünmüş olmaları da normaldi. Ancak öte yandan beğendiğim bir gözlük olsaydı muhtemelen markasını, modelini ve diğer özelliklerini öğrenirdim. O anda satın almasam bile daha sonra satın almak istediğimde, ilk olarak intenette bu ürünü araştırırdım. Bunu yapan tek kişi de ben değilim 🙂

Günümüzde pek çok e-ticaret sitesinin gözlük sattığını, hatta bu konuda da hala bir eksiklik olduğunu uzun uzun konuştuktan sonra firma bir e-ticaret sitesi sahibi olmayı kabul etti ve çalışmalara başladık. (Bilgi: Sadece N11 üzerinde satışa sunulmuş güneş gözlüğü sayısı 23,697)

Hikaye sonrasında çalışmalar ve pazarlama olduğu için devamını anlatmıyorum ancak konunun özetini anlatabildiğimi umuyorum. (Eğer anlatamadıysam ana konumuz: Kendi uzmanlık alanınız olan sektörde dahi tüketicilerin davranışlarını önceden kestiremeyebilirsiniz.)

Bu sadece bir kategoride neler yapılabileceğini ve satıcıların düşünce yapılarındaki yanlışı göstermek için anlattığım bir hikaye. Ancak öte yandan e-ticaret sitesi sahibi olmanız için farklı sebepler de var.

  1. Sürekli Büyüyor: Evet e-ticaret her geçen gün büyüyor ve bu büyüme katlanarak devam ediyor. Son 5 yılda %350 büyüdüğünü söylesem daha ikna edici olur sanırım.
  2. Sektör Seçimi Çok Daha Geniş: Bir mağaza açmanız halinde gelen müşterilerinizi kaçırmamak için çok fazla ürün gamına sahip olmanız beklenirken, bir e-ticaret sitesi sahibiyseniz tek bir kategoriye odaklanabilirsiniz. Mesela güneş gözlüğü 🙂 (Şaka yapmıyorum. Google üzerinde aylık 33,100 defa güneş gözlüğü kelimesini arıyoruz.)
  3. Maliyetler Daha Düşük: Tamam mağaza açmak o kadar maliyetli olmayabilir ya da maliyetler düşürülebilir ancak bir e-ticaret sitesi ile kıyaslarsanız maliyetlerin nasıl düşeceğini görebilirsiniz. Örneğin işlek bir caddede, ışıklı tabelaları, şık dizaynı ve bolca ürünü olan bir mağaza açmak oldukça maliyetlidir. Oysa tüm Türkiye’ye açık olan bir e-ticaret sitesi çok daha düşük maliyetlere tamamlanabilir.
  4. Daha Fazla Müşteri Potansiyeli: Aynı şekilde bir standart mağazanız olduğunda sadece o bölgeyi hedeflersiniz. Tabi hizmetinizin büyüyüp tüm ülkeye hatta dünyaya açılması olanağı da var ancak kıyaslamamız bu olamaz. E-ticaret siteleri ise daha ilk günden tüm dünya tarafından gezilebilir.
  5. Raf, Depolama Maliyetleri Daha Düşük: Bir e-ticaret sitesi sahibi olmak için deponuzun olması önemlidir ancak bu şart değildir. Tedarikçi firmalar ile anlaşıp herhangi bir depolama yapmadan satış gerçekleştirebilirsiniz.
  6. Reklam Maliyetleri Daha Düşük: Her ne kadar bunun aksini iddia eden kişiler olsa da benim düşüncem yine maliyetlerin düşük olduğu yönünde. Tüm ülkeye reklam vermenin maliyetleri ile internet reklamcılığı maliyetleri kesinlikle aynı değil.

Sanırım bu kadar bilgi yeterli olacaktır. İlk başta aklıma gelen maddeleri sıralamak ve girişimde bulunmak isteyenler için biraz bilgi paylaşmak istedim. Umarım yararlı olur.

Bol kazançlar dilerim.

Bu yazı ilk olarak E-ticaret ve Google Adwords Uzmanı Adem Altan tarafından e-ticaret, e-ticaret danışmanı, e-ticaret sitesi, e-ticaret uzmanı, eticaret, neden e-ticaret etiketleriyle yayınlanmıştır.